Translate

En Çok Beğenilen:

Attilâ İlhan - Emperyal Oteli Şiir Çözümlemesi

Bu şiiri okuduğumda annemin sabahları kahvaltıda açtığı radyodan duyduğum ve çok sevdiğim bir Erol Evgin şarkısı geldi aklıma. Emperyal O...

15 Aralık 2020 Salı

Hipokrat ve Dört Element Kuramı

 “İnsan sevgisinin olduğu yerde, tıp sanatına sevgi de vardır.” 

Hipokrat

Hipokrat, M.Ö. 460 yılında, tarihte "Küçük Asya" diye de isimlendirilen Anadolu'nun batı kıyısının çok yakınında yer alan Cos (İstanköy) adasında doğdu. Yaşamının bir bölümünü Cos adasında geçiren Hipokrat'ın babası hekimdi. Söylenceye göre Hipokrat, Greklerde tıp tanrısı olarak kabul edilen Eskülab’ın (Asklepios’un/Aesculapius’un) soyundan gelmektedir. Kimi yayınlarda, Hipokrat'ın, Eskülab'ın on altıncı oğlu olarak anılması, O'nun seçkin bir hekim olması nedeniyle, Eskülab’ın manevi çocuklarından biri olarak sayılmasından kaynaklanmaktadır. Hayatını, dinsel inançların ve mitolojinin tıbba girmesine karşı koymaya adamış, hastalıkların tümünün, insanların doğa yasalarına insanların aykırı biçimde davranmasından ileri geldiğini savunmuş ünlü bir hekimin yaşamına mitolojinin karıştırılması ilginç bir paradokstur.

Eski Mısır Uygarlığı'nda Tıp ve Eczacılık

Eski Mısır dönemine ait tıp ve eczacılık uygulamalarına ilişkin en önemli kaynak günümüze kadar ulaşabilen papirüslerdir. Papirüsler arasında en önemlileri Smith Papirüsü, Veteriner Papirüs, Jinekolojik Papirüs ve Ebers Papirüsleridir. Bu kaynaklar MÖ 2500-MÖ 1500 yıllarına ait çeşitli tıp ve eczacılık bilgilerini içerirler. Ebers Papirüs’ünde 700 kadar drog ve reçete kayıtlı olup 50 civarında hastalığın tedavisinden söz edilmektedir.

15 Haziran 2020 Pazartesi

İki Sanatçı, Bir Ölümsüz Eser: Son Akşam Yemeği

Son Akşam Yemeği, İncil’den bir bölüm olup İsa’nın, havarilerinden birinin kendine ihanet edeceğini söylemesi ve herkesin şok içerisinde kendini sorguladığı bir yemek masasını anlatır. Bu yazımda Ugolino di Nerio'nun Son Akşam Yemeği eseri ile Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği eserini kendimce karşılaştırdım:

Rönesans Düşüncesi ve Rönesans Sanatı

Rönesans kelimesi ilk kez dini bir terim olarak kullanılmıştır. Yaşamını yitirmiş bir kişinin yeniden hayata gelmesine verilen isimdir. İtalyanca “Rinascita/Rinascimento”, Fransızca “Rönesans”, “Yeniden Doğuş” anlamına gelir.
Avrupa’nın yüzyıllar süren bir uykudan, baskıdan uyanmasıdır. Önce İtalya’da başlayıp daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Bilim ve sanat alanında bir patlama yaşanmıştır ve bugünkü Avrupa’nın temelleri atılmıştır. Rönesans yeni bir dünya görüşünün başlamasıdır.
İtalyan şair ve düşünür Francesco Petrarca (1304-1374) öncülüğünde gelişen hümanizm düşüncesi, Eski Çağlara duyulan özlem duygusu ile birleşince sanat, önce insan için yapılmaya başladı.

18 Nisan 2018 Çarşamba

Taekwondonun Altın Avcısı: İrem Yaman (#GoldHunter)

İlham veren sporcular, başka ilham veren sporcuları doğuruyor ve bu sporcular, bir ülkenin spor kültürünü oluşturan karakterler haline geliyorlar. Bu karakterlerden biri de hiç kuşkusuz henüz 23 yaşında olmasına rağmen İrem Yaman. Bir kısmınız onun ismini henüz duymamış olabilir ancak o adını tarihe altın harflerle yazdırmakta ve özellikle 2020 Tokyo'da altın madalyayı Türkiye'ye getirerek Türk kadınının neler yapabileceğini göstermekte kararlı.


Binlerce Mavi Penguen Yeni Zelanda Sahillerine Vurdu


30 santimetre boyları, 1 kilogram ağırlıkları ile kendi türlerinin en sevimlilerinden olan 'Mavi Penguen'lerin binlercesi cansız bir şekilde Yeni Zelanda sahillerine vurdu. Bazıları ise karaya çıktıktan sonra hayatını kaybetti. Ölümlere deniz sularındaki ani ısı değişikliğinin yol açtığı tahmin ediliyor.


Penguen uzmanı Graeme Taylor bu gibi olaylara uzun aralıklarla rastlanıldığını ve son olarak 1998 yılında sayısız penguen ölüsünün karaya vurduğunu açıkladı. Penguen cesetleri en çok Bay of Planty'nin de bulunduğu Yeni Zelanda'nın doğu sahillerinde görüldü. Mavi penguenlerin bir bölümü karaya çıktıktan sonra can verdi. 40 santim uzunluğunda ve bir kilo ağırlığındaki mavi penguenler Yeni Zelanda ve Tazmanya'da yaşıyor.

5 Nisan 2018 Perşembe

Dumlupınar Anısına


“Vatan Sağ Olsun!” 1953 yılı… 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece, Dumlupınar Denizaltısı Ege'de katıldığı NATO tatbikatından geri dönüş yolunda, Çanakkale Boğazı'ndan içeriye giriyordu. Sisli ve rüzgarlı gecede su üstü seyri yapan denizaltının rotası Gölcük'teki Denizaltı Komutanlığı ana üssüydü. Dumlupınar; manevralar boyunca iki gün su altında kalmış, üstün başarı gösteren gemi personeli yerli yabancı tüm komutanların takdirini kazanmıştı. Yorgun, ama bir o kadar da gururlu 86 denizci, kendilerine yeni bir görev verilinceye kadar sevgilileri olan denizden ve gemilerinden ayrılıp, eşlerine, ailelerine kavuşmanın heyecanı içerisindeydiler.

19 Mart 2018 Pazartesi

Çanakkale Türküsü

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğime eyvah

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah

Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi
Analar babalar umudu kesti
Of gençliğim eyvah

Çanakkale türküsünün hikayesi bir mektuptan kaynak almaktadır. Bu mektuptan Emrullah Nutku’nun “Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış” adlı kitabında bahsedilmektedir.

Mehmet Âkif Ersoy

Mehmet Âkif Ersoy (20 Aralık 1873 – 27 Aralık 1936), Türk şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi ve siyasetçidir. Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ulusal marşı olan İstiklâl Marşı’nın yazarıdır.  İstiklal Marşı’nın yanı sıra Çanakkale Destanı, Bülbül ve 1911-1933 yılları arasında yayımladığı yedi şiir kitabındaki şiirleri bir araya getiren Safahat en önemli eserlerindendir. II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil’ür-Reşad) dergisinin başyazarlığını yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM’de yer almıştır.

İstiklal Marşı

Bir ülkenin milli marşı, bir şiirin bestelenmesi ya da önceden belli olan bir besteye söz yazılması ile oluşturulur. Milli marşlar, ülkelerin dönüm noktası olarak kabul edilen zor dönemlerinde yazılırlar.
Bir ülkenin milli marşın değişmesi o ülkede çok önemli siyasi değişikliklerin, alt üstlerin oluştuğuna işaret eder. Bu bilinçte olan İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy da kendisi yöneltilen bir soruya “Allah bu millete yeniden milli marş yazdırmasın” diyerek cevap vermiştir.