Şifa, Sağlık, Uğur, Başarı... En İyi Dileklerimle…
Tesadüf diye bir şey yoktur, hazırlığın doğru
zamanla karşılaşması vardır. Hazırlıklı olmazsan tesadüf geçer gider, kimse
için şansa dönüşemez. Bunu okuduğunuzda içinizden aksi olmasını da umut etseniz
de aslında bunun doğru olduğunu bilirsiniz, çünkü biz bununla büyüdük farkında
olmadan. Farkında olmadan öğrendim ben de bu gerçeği.
Kendimi bildim bileli annem, anneannem 6 Mayıs'ı kaçırmamak için hazırlık yapar, bütün aileye yeni bir yıldan beklediklerini ve dileklerini düşünmelerini, kağıtlara yazmalarını, dualarını da eksik etmemelerini isterler. Ben inanmazdım, sadece bir kağıda dilekleri yazmakla olsaydı… diye düşünüp, üşengeçliğime bahaneler ararsam da annem yılmadan açıklar Hıdırellez’in önemini, kimsenin bilmediği önemini...Annem Hıdırellez’in Modern dünyadaki yerinin, Nöroformat, Nörobiofeedback ya da Zaman Yönetimi olarak adlandırıldığını, dahası bunun eğitimini vermek için bir sektör oluştuğunu söylüyor. Haklı mıydı, Hıdırellez sadece bir dilek değil miydi, yoksa hedeflerimize ulaşma yolculuğumuzun ilk bilinçli adımı olabilir miydi, olmasaydı da olmaz mıydı dileklerimiz, hayallerimiz… Olurdu elbette, ama böylesi daha güzel oluyor. Çünkü daha istekli, daha planlı, daha inançlı, daha gerçekçi olmamızı sağlıyor.
Aslında bizlere günümüz rehberlik servisleri ve terapistleri seminerler ile bunu öğretmeye çalışmıyor mu ? Sınav başarımızın olması için, zaman yönetimi seminerleri, stresle başa çıkmanın birinci basamağı olarak öğretilmeye çalışılıyor. Zaman yönetiminde öncelik amaç saptamak, amaca ulaşmak için planlama yapmak, planı uygulamaya hemen başlamak, bitiş zamanını saptamak ve son olarak amaca ulaşana kadar çalışmaya devam etmek gerektiği anlatılıyor. Zaman baskısının yarattığı stresle başa çıkmada zamanı iyi yönetmek en uygun yoldur diyorlar, o zaman Hıdırellez bunun topluca eğitimini yüzyıllardır bizlere öğretmiş olmuyor mu ?
Oysa biz büyürken “Türk
kültürü içinde canlılığını koruyan geleneklerden biri olan Hıdırellez geleneği,
bütün Türk milletinin topluca katıldığı, kutladığı böyle güzel bir bir bayram
ile zihnimiz ve bedenimiz arasındaki ilişkiyi kurarak, beynimizin tüm
bölgelerini hedeflerimize, hayallerimize ulaşırken birlikte uyum içinde
çalışmasını sağlıyoruz. Üniversite sınavını kazanmak, ev sahibi olmak, evlenmek
vb. hayallerimiz için... Beynimizin sınırlarını, bilmediğimiz kapasitesini
kullanmayı öğreniyoruz farkında olmadan.
Örneğin; ev sahibi olmak istiyorsak bunun için hayal ettiğimiz evi düşünüyoruz, artık beynimiz isteğimizi planlama komutu olarak almaya başlıyor, bilinçaltı çalışan beyin bölgelerimizi de bu planımıza ulaşmamız için komutlandırıyor. Bu yeni hedefimiz hep aklımızın bir köşesinde kalarak paramızı gereksiz harcamalardan kaçınıyoruz, gerçekleşeceğine olan inancımız ile evlerin camlarına, ev ilanlarına en ince detayına kadar bakabilme sabrını kazanmamızı sağlıyor. Dahası bu bir takım töreleri yerine getirdiğimiz esnada gerçekleşmesi için sadece kendimizi değil, çevremizdekileri de hedefimiz konusunda bilgilendirme fırsatı da veriyor. Eğer hedefimizi unutursak, elimizden geleni yapmayı bırakırsak, bu vesile ile yakınlarımız da bizi uyarabiliyor…
Sonuç olarak Hıdırellez’de
Hızır'ın sahip olduğu nitelikler insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği
tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya
çıkar…
Kendimi bildim bileli annem, anneannem 6 Mayıs'ı kaçırmamak için hazırlık yapar, bütün aileye yeni bir yıldan beklediklerini ve dileklerini düşünmelerini, kağıtlara yazmalarını, dualarını da eksik etmemelerini isterler. Ben inanmazdım, sadece bir kağıda dilekleri yazmakla olsaydı… diye düşünüp, üşengeçliğime bahaneler ararsam da annem yılmadan açıklar Hıdırellez’in önemini, kimsenin bilmediği önemini...Annem Hıdırellez’in Modern dünyadaki yerinin, Nöroformat, Nörobiofeedback ya da Zaman Yönetimi olarak adlandırıldığını, dahası bunun eğitimini vermek için bir sektör oluştuğunu söylüyor. Haklı mıydı, Hıdırellez sadece bir dilek değil miydi, yoksa hedeflerimize ulaşma yolculuğumuzun ilk bilinçli adımı olabilir miydi, olmasaydı da olmaz mıydı dileklerimiz, hayallerimiz… Olurdu elbette, ama böylesi daha güzel oluyor. Çünkü daha istekli, daha planlı, daha inançlı, daha gerçekçi olmamızı sağlıyor.
Aslında bizlere günümüz rehberlik servisleri ve terapistleri seminerler ile bunu öğretmeye çalışmıyor mu ? Sınav başarımızın olması için, zaman yönetimi seminerleri, stresle başa çıkmanın birinci basamağı olarak öğretilmeye çalışılıyor. Zaman yönetiminde öncelik amaç saptamak, amaca ulaşmak için planlama yapmak, planı uygulamaya hemen başlamak, bitiş zamanını saptamak ve son olarak amaca ulaşana kadar çalışmaya devam etmek gerektiği anlatılıyor. Zaman baskısının yarattığı stresle başa çıkmada zamanı iyi yönetmek en uygun yoldur diyorlar, o zaman Hıdırellez bunun topluca eğitimini yüzyıllardır bizlere öğretmiş olmuyor mu ?
Örneğin; ev sahibi olmak istiyorsak bunun için hayal ettiğimiz evi düşünüyoruz, artık beynimiz isteğimizi planlama komutu olarak almaya başlıyor, bilinçaltı çalışan beyin bölgelerimizi de bu planımıza ulaşmamız için komutlandırıyor. Bu yeni hedefimiz hep aklımızın bir köşesinde kalarak paramızı gereksiz harcamalardan kaçınıyoruz, gerçekleşeceğine olan inancımız ile evlerin camlarına, ev ilanlarına en ince detayına kadar bakabilme sabrını kazanmamızı sağlıyor. Dahası bu bir takım töreleri yerine getirdiğimiz esnada gerçekleşmesi için sadece kendimizi değil, çevremizdekileri de hedefimiz konusunda bilgilendirme fırsatı da veriyor. Eğer hedefimizi unutursak, elimizden geleni yapmayı bırakırsak, bu vesile ile yakınlarımız da bizi uyarabiliyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder